Aleyna kendinden emin bir şekilde karşısındakileri süzüyordu. Yuvarlak bir masa etrafında sağında ve solunda bir adam, tam karşısında ise bir kız vardı. Oyun boyunca işler istediği gibi gitmişti. Tabii bunda kendisinin zaman yönünden yaşayabileceği herhangi bir endişesinin olmamasının payı büyüktü. Psikolojisi güçlü bir şekilde oyununa devam ediyordu. Masada ortaya konulan zaman yaklaşık 480 seneydi. Kişi başı 120 seneye tekabül ediyordu bu da. Aleyna ise gözünü karşısındaki rakibine dikmişti. Bu kızdan bir türlü haz edemiyordu nedense. Elinin iyi olması istemsizce içinde bir heyecan yaratmaya yetmişti.


Oyun normal akışında sürerken etrafına biraz bakınmaya çalıştı. Kırmızı halıların yer yer olduğu, geniş bir salondaydılar. Masalar salonun birçok yerinde uygun mesafelerde bulunuyordu. Ortamda çok şiddetli olmayan ve rahatsız etmeyen bir ses hakimdi. Kumar masaları ve oyun makinaları odayı doldurmuştu. Sol çaprazındaki oyun makinesine kendini kaptıran adamı gördü. Kim bilir ömrünün ne kadarını dakikalar içinde heba etmiş diye düşüncelere daldı. Aslında Aleyna böyle şeyleri çok düşünmezdi. Hayatı boyunca bunları düşünmesine gerekecek olaylar yaşamamıştı nitekim. Her zaman dertsiz ve tasasız bir kızdı. Neyse bu Aleyna için önemli değildi. Hayat onun hayatı, zaman onun hayatıydı.


Tekrar masasına döndü. Bu eli muhtemelen kazanacağını düşünüyordu. Fazladan 360 seneye sahip olmak onun için aslında çok önemli değildi. Fakat kazanma tutkusu onun için yeri doldurulamayacak bir haz alma aracıydı. Rakiplerini mağlup ettiğinde kendisinin ne kazandığından ziyade rakiplerinin neyini kaybettiğini bilmek ona haz veriyordu. İçinde tarifi olmayacak duygular kabarıyor ve neşesine neşe katıyordu. Ayaklarındaki stilettolar ayağını sıkmaya başlamıştı. Birazdan eve gidip ayaklarını sehpaya uzatarak kahvesini yudumlayacağını hayal etmeye koyuldu.


Sonunda, Bingo. Bu iş bu kadardı işte. Bu oyunda her zaman usta olduğunu kendisi de biliyordu. Masaya oturduğunda kazanma hissinin birazdan kendine vereceği hazzı düşündükçe oyuna daha çok sarılıyor ve bunun mükafatı olarak da her zaman galip gelmeyi başarabiliyordu. Yine her zamankinden farklı bir şey olmamıştı. Yine kazanmayı bilmişti. Masadaki görevli zamanın dağıtımı için elindeki aparat ile geldi. Tebrikler Aleyna Hanım, her zaman olduğu gibi şanslı gününüzdesiniz. Bunları söylerken Aleyna ise gözünü yine karşısındaki kıza dikmişti. Dış görünüşünden bazı şeyleri tahmin etmek istiyordu ama bu göründüğü kadar kolay bir şey değildi. Zira dış görünüşün insanları her zaman yanıltacağını bizatihi kendisi çok iyi biliyordu. Yine de oyalanmak ve zihnindeki sorulara bir nebze cevap olması açısından fikir yürütmeye koyuldu. Çok bir güzelliği yoktu fakat kesinlikle bir çekiciliğinin olduğu görülüyordu. Saçları dalgalı ve uzun bir yapıdaydı. Biraz da kıyafetlerini süzmeye başladı bu sırada. Ortama göre şık olduğu söylenemezdi ama yine de paspal veya spor tarzda bir şey de değildi. Kilosu normal bir şeylerdi. En fazla 55-60 olarak tahmin ediyordu.


Bu sırada görevli ise herkesten zamanları sırayla tahsil ediyordu. Sıra tam da ona gelmişti. Kolunu çekine çekine görevliye uzattı. Bu durum Aleyna'yı biraz şaşırtmıştı açıkçası. Acaba zaman yönünden bir sıkıntısı mı var diye düşündü. Yalnız böyle bir şey olsa buraya kadar nasıl gelecekti? Veya gelse bile hayatını bir masadaki kartların eline bırakacak kadar salak mıydı? Sorular çoğaldıkça ve cevaplarını alamadığı her dakika Aleyna biraz daha sinirleniyor ve gizemin yarattığı sorunu çözmek istiyordu. Neyse ki 120 sene sizin için kayda değere alınmayacak bir zaman diye lafa atıldı Aleyna. Kesinlikle diye kısa ve net bir cevap ile karşılaştı Aleyna. İnsanları okumayı iyi bilen bir kızdı Aleyna ve bu cevabın söyleniş üslubunu ve rakibinin beden dilini okuduğunda tutarlı olmayan bir şeyleri sezmişti. Kesinlikle bir sorun vardı. Sadece bunun ne olduğunu kendisi de tam olarak bilmiyordu. Artan sorular Aleyna'yı iyice takıntılı hale getirmişti. Şu an tek meselesi bu kızdı. Hem ondan haz etmiyor hem de onu bir şekilde arzuluyordu. Görevli, masadaki herkesten tahsil edilmesi gereken zamanları tahsil etmişti. Yavaşça Aleyna'nın yanına yaklaşarak müsaade ederseniz size takdim edeyim Aleyna Hanım. Pek tabii diye çok önemsemeden kısa bir cevap verdi. Yüzüne bile bakmadan kolunu uzatarak halen karşısındaki kız ile ilgileniyordu. Transfer işlemi bu sırada tamamlanmıştı. Aleyna için hiç kıymet-i harbiyesi olmayan bu zaman, kendisinin bile ne kadar olduğunu bilmediği zamanının içinde okyanusta bir kum tanesi gibi kalıyordu. Acaba herkes için de bu durum böyle miydi diye düşündü. Bunun cevabını kendisi de bilmiyordu. Çok da bilmek istemiyordu açıkçası ama ara sıra neden böyle sorunların zihnini meşgul ettiğini merak edemeden de duramadı. Her neyse bunların şu an bir önemi yoktu. Oyun bitmişti ve artık dağılma zamanı da gelmişti. Karşısındaki kız ile de daha fazla diyaloga girme şansı kalmadan masadan yavaş yavaş ayrıldığını gördü. Bugün değil ama nasıl olsa hayat bizi mutlaka yine karşılaştıracak diye bir varsayımda bulundu kendi içinden. Bunu neye istinaden söylemişti kendisi de bilmiyordu. Hisleri genelde kuvvetli olurdu ve bu seferde yanılacağını düşünmedi.


Eve doğru gitmek üzere yola koyulacaktı fakat önce bir lavaboya gidip ellerini yıkamak istedi. Uzun bir koridordan geçtikten sonra sağ tarafta sonuncu kapıdan lavaboya girdi. Boydan boya aynaların olduğu tertemiz bir yerdi burası. İlk iş hemen ellerini yıkamaya koyuldu. Bu sırada halen o kızı düşünüyordu. Bu Aleyna için alıştığı bir şey değildi. Nitekim hayatı boyunca her zaman her şeye çok kolay ulaşmıştı. Şu an tüm yapabildiği bu şeylerin aslında zengin ailesinden kendisine miras kalmasından kaynaklı olduğu düşünüldüğünde çok da normaldi bu durum. İnsanın her istediğine bu kadar kolay ulaşması böyle durumlarda bir gerginlik ve sinir hali yaratması olağan bir şey. İşi bitince aynı koridordan geçerek dış kapıya doğru tüm güzelliği ile salına salına gidiyordu. Dışarıya çıkınca temiz havayı içine derince çekti. Bu kız hayatı ve yaşamayı gerçekten çok seviyordu. Bu sırada az önceki kızı yine gördü. Az ötede yerde çömelmiş bir şekilde durgun ve hayattan tüm ümidini kesmiş olarak duruyordu. Aleyna şaşırdı biraz ister istemez. Yavaş yavaş ona doğru yaklaşmaya başladı. Merhaba, ben Aleyna. Az önce sizinle oyun oynamıştık. Acaba neden bu halde olduğunuzu sorabilir miyim? Önemli bir şey yok. Öylesine oturdum diye bir cevap aldı Aleyna. Yalnız bu yanıt tabii ki de onu tatmin etmemişti. İsminizi öğrenebilir miyim acaba diye yeni bir soru yöneltti. Firuze, adım Firuze diye dingin bir ses tonunda cevap verdi kız. Derdinizi söylerseniz size yardımcı olmak isterim. Tabii siz de isterseniz bunu? Şu an bana yardımcı olabilecek hiç kimsenin olmadığına bahse girebilirim. Benim için boşa kendinizi yormayın. Bu cevaplar Aleyna'nın bu kıza olan gizemini daha da arttırmıştı. Artık sır perdesinin çözülmesini ve bu kızı iyice tanımak istiyordu.


Pek çoğu şeyi çözebileceğimin garantisini size verebilirim, bundan emin olabilirsiniz. Bunun üzerine Firuze bitkin bir şekilde kolunu kaldırarak Aleyna'ya doğrulttu. Aleyna'nın gördüğü şey aynen şuydu: "00:00:00:00:00:03:07" Aleyna çok şaşırmıştı. Bu ihtimali düşünmüştü ama böyle bir şeyin olabileceğini şahsen pek ihtimal vermemişti. Ne diyeceğini bilmiyordu ama zihnin kendisine fısıldadığı bazı şeyler vardı. Aslında bunlar kendisine çokta yabancı şeyler değildi. Bunu dile getirmek istedi. İsterseniz size yardım etme imkânım olabilir diye cümleye başladı. Firuze birden toparlanmaya çalıştı. O bitkin ve durgun kız bir anda gitmişti. Tekrardan o çekiciliği olan kız gelmişti. Nasıl? Yoksa diye cümlesine devam etti. Evet, diye kendinden emin bir şekilde yanıtladı Aleyna. Firuze sanki ikinci kez doğmuş kadar sevinmişti bu duruma. Yalnız bir şartım ve isteğim var demesi ile Firuze'nin birdenbire tüm o neşesini darmadağın etmişti. Ama önemli değildi her şeyi yapabileceğini düşündü Firuze kendi kendisine.


Nedir peki benden isteğin? Açıkçası çok hoş ve çekici bir kızsın ve ben de öyle dışarıdan görüldüğü gibi kendi halinde bir kadın değilim. Hayatı yaşamayı seviyorum ve yaşayacakta bir sürü zamanım var. Tekdüze bir hayat ile inan ömür geçmiyor. Hayatımı biraz renklendirmek ve geri kalan uzun hayatımda bunu doya doya yaşamayı arzuluyorum. Senden isteğim de tam bu noktada devreye giriyor. Hayatımın geri kalan tüm zamanında benim hizmetkarım olur musun? Benim hizmetkarım olduğun sürece hiçbir şekilde zaman problemin olmayacak. Senin her türlü ihtiyacını ben karşılayacağım. Ayrıca aklını alamayacağın kadar uzun yaşayacaksın, tabii bir farkla hayatın boyunca hizmetkarım olarak ((: Hayır diye keskin bir çıkışla yanıt verdi Firuze. Senin kölen olmaktan ise ölmeyi yeğlerim daha iyi diye çıkıştı. Aleyna, pekâlâ sen bilirsin. Arkasına bile bakmadan yola doğru koyuldu. Firuze ise koluna tekrar baktı. "00:00:00: 00:00:01:03" bir anda hayatı, nefes almayı, sevdiği yemekleri ve zevk aldığı tüm şeyleri düşündü. Bir daha bunlar olmayacaktı. Sadece karanlık ve hiçlik kalacaktı.


Aleyna Hanım Aleyna Hanım diye hızlıca koştu peşinden. Tamam kabul ediyorum. Lütfen biraz acele. Hmm, demek hizmetkarım olmayı kabul ediyorsunuz. Aleyna konuştukça Firuze terliyor ve bir panik tüm vücudunu sarıyordu. Önümde diz çöküp ayaklarıma birer öpücük kondurmak ile başlayabilirsin bakalım. Artık harcayacak bir saniyesi bile olmadığını düşünen Firuze düşünme safhalarını geçerek sadece verilen komut ile ilgileniyordu. Gururunu bir kenara bırakarak sadece yaşamak için dizlerinin üzerine çöktü ve hızlı bir şekilde karşısındaki stilettoların ucunu öptü. "00:00:00: 00:00:00:12" Aleyna hemen kolunu Firuzenin bileğine uzatarak yaklaşık 24 saat kadar bir zaman vermişti. Anlaşılan Aleyna bu konuda her zaman Firuzeyi kendine bağlı bırakma noktasında kararlı olacağı yönündeydi. Yeni bir hayatı yaşamak üzere her ikisi de yola koyuldu.